Günümüzde “Migren Aşısı” olarak bilinen migrenin yeni tedavisi “Anti-CGRP” veya “Monoklonal Antikor”lar migren ataklarını engellemede etkisi olan ilk hastalık spesifik tedavileridir.
Bir çok ülkede 4 farklı molekül olarak episodik ve kronik migren için kullanım onayı almış olan “Monoklonal Antikor”ların ülkemizde de kullanımı başlamıştır. Pandemi’nin hikayesi sonradan yazılır diye bilinse de Pandemi ilan edildikten sonra Covid-19 hastalığına bağlı küresel salgının insan sağlığı üzerindeki morbidite (hastalık) ve mortalite (ölüm) açısından ciddiyeti ile günümüz ve geleceğimize etkileri çok sesli olarak yazılmaya ve konuşulmaya başlanmıştır.
Net ifadesiyle “Küresel salgın” sorunun ne kadar büyük olduğunu yeterince açıklamakta, en önemli soruları ulusal ve uluslararası bağlamda arka arkaya sordurmakta ve kendine cevaplar aramaktadır. Covid-19 hastalığının yayılımının Pandemi seviyesinde yaşanmasında etken görünen çevresel koşullar doğanın kötü kullanılması, hızlı gelişen kentleşme, yoksullaşma, iklim krizi ve küresel ısınmaya bağlı gelişen gezegendeki kırılma olaylarıdır. Hastalık korunma ve tedavi merkezlerinin ve çevrebilimci uzmanlarının uyarılarını yeterince önemsenmemesi, zaman içinde alınmış ve alınması gereken tedbirlerin unutulmuş olması, yeterince fon ayrılmaması vb. sebepler ile toplumda kolektif hafıza kaybı yaşandığı söylenebilir. Günümüzde yeni tanımlanmış olan bir virüs salgınının (SARS-CoV2, Covid-19 hastalığı) hızlıca günler haftalar içinde pandemi seviyesinde karşımıza çıkmasıyla birlikte yaşam döngümüzde kendi tercihlerimiz dışında gelişen bir süreç başladı.
Etken olan virüse karşı önleyici herhangi bir aşının ve kesin tedavi edici bir ilacın olmaması, hastalanma ve ölüm oranının yüksek olması ile bu süreç kaçınılmaz bir şekilde küresel bir sağlık sorunu olarak yaşanmaya başlanmıştır. Bir enfeksiyonun dünyada birçok ülkede veya kıtada benzer şekilde yayılıp hastalık etkisini göstererek insan sağlığını tehdit edecek şekilde yani pandemi seviyesinde salgın yapması eş zamanlı olarak karantina veya tecrit günlerinin başlatılması gereğini oluşturmuştur. COVİD-19 HASTALIĞI SORU VE CEVAPLARSalgınlar tarih boyunca canlıların yaşam şekillerini, göçleri, siyasi kararları ve hatta savaşların seyrini bile etkilemiştir. Toplumları o kadar çok yönlü etkilemiştir ki başyapıt tarzındaki eserlerin yazılmasına, belgesellerin ve Oscar ödüllü filmlerin çekilmesine neden olmuştur.
İnsanlık tarihindeki salgınlar çok farklı etkenler ile ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla virüsler etkili olmak üzere, bakteriler, parazitler gibi enfeksiyonlar dünya tarihinin başlıca salgınlarına sebep olmuşlardır. Günümüze kadar büyük salgınlarda olduğu gibi salgın neden oldu sorusunun cevabı arandığında üç temel bilginin ortaya çıktığını görürüz; İnsanların doğal yaşama müdahalesi, kentleşme ya da küreselleşme, ülkelerin yeterince hazırlıklı olmaması en önemli etkenlerdir. Tinnitus, kulaklarda çınlama veya gürültü algısıdır. Gürültüsü düşük ortamlarda genellikle daha çok hissedildiğinden dolayı geceleri uyumaya yakın zamanlarda kişiyi daha çok rahatsız eden bir şikayettir.
Görülme sıklığının %15-20 olduğu ifade edilmektedir. Büyük bir oranda ciddi bir hastalık belirtisi olmamakla birlikte nadiren de olsa altta yatan önemli bir hastalığın belirtisi olabilir. Kişiler tarafından en sık çınlama olmak üzere uğultu, gürültü, tıslama , ıslıklama vb gibi farklı şekillerde tanımlanabilir. Bazen işitilen ses o kadar şiddetli olabilir ki kişinin günlük yaşam aktivitelerini etkileyerek harici seslere konsantrasyonunu ve işitme duyusunu da etkileyebilir. Kişilerde stres, yorgunluk , dikkat ve hafıza problemleri, uyku bozuklukları ve nihayetinde anksiyete ve depresyon belirtileri görülebilir. Yürüme ve denge bozuklukları, yaş almada yaşam kalitesini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Bu süreç, sadece fizyolojik değil aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik etkilere sebep olmaktadır.
Yürüme ya da denge problemleri, düşme riskini üç kat arttırmaktadır ve tüm düşmelerin %10-25'i bu sebeple meydana gelmektedir. Günümüze kadar yapılan çalışmalarda, yaşın ilerlemesinin denge ve yürüme üzerine negatif (bozucu) etkisinin olduğu ve bunun da düşme insidansında (sıklığı) artışa neden olabileceği gözlenmiştir. Yaşa bağlı yürüme bozuklukları, hareketlerde kısıtlanma ile birlikte morbidite (hasta olma sıklığı) ve mortalite (ölüm riski) artışına sebep olur. Bazen bir hastalığın ilk belirtisi bazen de hastalığa bağlı ek sorunlar olarak ortaya çıkabilir. Vertigo (Baş dönmesi) bir hastalık değildir; Bir semptom(şikayet) olup bu semptoma sebep olan bir çok hastalık vardır.
Kişinin kendisinin veya çevresinin dönmesi ya da hareket etmesi şeklinde tanımlanan subjektif bir yakınmadır. Doktor muayenesine en sık başvurulan yakınmalardan birisidir. Başdönmesine sebep olan hastalıkların çoğunda seyir iyidir, altta yatan sebebin tanı ve tedavisi genellikle kısa sürede yapılır. Ancak Baş dönmesinin önemini artıran ve acil değerlendirme yapılması gereken belirtiler önemsenmelidir;
ANALOG ÇAĞDAN DİJİTAL ÇAĞA FOTOĞRAFFotoğraf, 1839’daki icadından günümüze kadar teknolojideki gelişmeler sayesinde hızlı evrimler geçirerek önemli bir araç haline gelmiştir. Sürekli gelişen yeni yöntemler sayesinde kişiye ait görsel bir sanat eseri gibi sunulmakta ve iletişim çağı olarak tanımlanan dinamik süreç içinde vazgeçilmez varlığını korumaktadır.
Fotoğraf, bireysel ve toplumsal bellek için hatırlamanın en önemli unsurlarındandır. Fotoğraf karesinin kaydı ile devam eden ve/veya biten hayatlar, canlı-cansız varlıklar, zaman ve mekânsal özellikler, gelenekler, toplumsal süreçler kayıt altına alınmış olur. Fotoğraf kaydının paylaşımı ile gözlemek veya gözetlemek, biriktirmek ve paylaşmak gibi eylemler ile iletişim sağlandığı gibi kişisel ve toplumsal bellek de güçlenir. Beynimizde 100 milyarlardan fazla nöron(sinir hücresi) ve 100 trilyon civarında sinaps(bağlantılar) olduğu bilinmektedir. Bu nöron ve sinapslar beyinde “konnektom” denilen bağlantıyı oluşturmaktadır. Nöronların her biri elektriksel ve kimyasal sinyaller ile bağlantı halinde olduğu diğer sinir hücreleri ile akson ve dentritleri ile bağlantı kurarlar. Yani her bir nöron bir nöral ağın bir parçasıdır ve her nöronal ağ başka nöronal ağlar ile bağlantı kurar. Beyindeki hiçbir şey rastgele ve gelişigüzel değildir. Epilepsi, hemen hemen her yaş gurubunda görülen kronik bir durumdur. Türkiye’de yaklaşık 800.000 Epilepsi tanısı olan kişi bulunmaktadır. Prevelansı (popülasyonda görülme sıklığı) 7-12/1000 kişidir.
Epileptik Nöbet: Bir gurup beyin hücresinin (nöron) anormal, aşırı miktarda gelip geçici elektriksel aktivitesine bağlı ortaya çıkan ve kendini sınırlayan bulgu ve belirtilerdir. Epileptik nöbetler; kısa süreli bilinç kaybı, kol ve bacaklarda kasılma, ani sıçrayıcı hareketler, kısa süreli anormal tuhaf davranışlar ve/veya konuşmalar veya anlık dalmalar vs şeklinde belirebilir. Nörolojik check-up beyin ve omurilik, sinir ve kaslarımızı değerlendirmek için yapılan tıbbi değerlendirmedir.
En sık görülen nörolojik şikayetler olan baş ağrısı, baş dönmesi, kol ve bacaklarda uyuşma ve/veya kuvvetsizlik, dengesizlik,titreme ve hareketlerde yavaşlama, unutkanlık, bel -boyun-sırt ve vücut ağrıları ihmal edilmeden nörolojik muayene ile değerlendirilmelidir. Erişkin yaşta ortaya çıkan ve günümüzde sıklığı giderek artan beyin damar hastalıkları (inme), beyin tümörleri, Alzheimer ve diğer demans türleri, Parkinson hastalığı , Nöropatik hastalıklar, Demiyelinizan (MS ) gibi nörolojik hastalıkların erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. TANIM:
Kas-iskelet sistemini etkileyen yaygın ağrı, sabah yorgunluğu, halsizlik, bitkinlik, isteksizlik, uyku bozukluğu gibi yakınmalar ile beliren kronik bir hastalık sürecidir. NEDENİ VE TANISI: Kesin sebebi bilinmemekle birlikte beyin, omurilik ve çevresel sinirlerde ağrı sinyallerinin etkilenmesi ile olduğu düşünülmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmekte olup genetik yatkınk ile de karşılaşılabilir. “Üç aydan fazla süren yaygın vücut ağrıları olması ve bu ağrılara sebep olacak başka hastalık olmaması durumunda fibromiyalji tanısı düşünülmelidir”. Baş ağrınızın nedeninin aşırı ilaç kullanımınız olabileceğini biliyor muydunuz?
"Son dönemde baş ağrım daha da arttı. O kadar da ilaç alıyorum ancak hala geçmedi." gibi cümleleri çevrenizden çok sık duyuyor olabilirsiniz. Ancak bu ağrıların sürekli ilaç kullanımına bağlı olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Uluslararası Baş Ağrısı Komitesi tarafından da tanımlanmış olan ‘AŞIRI İLAÇ KULLANIMINA BAĞLI BAŞ AĞRISI’ tanımlamasıyla belirlenen geçmeyen baş ağrılarının nedenleri ve yapılması gerekenleri bilmek gerekir. Unutkan olan bir insan için iki olasılık vardır; unutkanlık ya önemli yani demans (bunama) denilen hastalıkların bir belirtisi ya da yaşamda daha önemsiz olarak bilinen ama mutlaka kişinin günlük yaşam aktivitelerini etkileyen sürecin bir belirtisi olabilir.
Yani unutkanlık, mutlaka demans (bunama) belirtisi olmasa da kişinin yaşamında sağlıksız devam eden süreçlerin haberci bir belirtisi olabilir. Unutkan insanın değerlendirilmesi; Nöroloji uzmanı tarafından hasta detaylı değerlendirilmelidir. Nasıl bir hastalıktır?
ORTA–İLERİ YAŞ GRUPLARINDA İHMAL EDİLMEMESİ GEREKEN HASTALIK
Boynumuzun her iki tarafında kalpten beyne doğru uzanan karotis arterleri (Şah damarı olarak bilinir), beyine doğru yol alırken tıpkı bir ağacın dallarına ayrıldığı gibi önce iki ana dal ve sonrasında bir çok küçük dallara ayrılarak yüz, boyun bölgesi ve beyin içinde bir çok ince dallar ile anatomik dağılımını yaparak baş ve beynimizin kan dolaşımını sağlar. Karotis arterinin daralması (stenoz) veya tam tıkanması (okluzyon), inme veya serebrovasküler (beyin damar hastalıkları) hastalığının en önemli sebeplerinden biri olduğundan dolayı hastalık belirtileri oluşmadan önce kontrol edilmesi çok önemlidir. Yeni beyin hücreleri geliştirilebilir mi ?
Evet! Beyinde nöral kök hücreleri vardır ve erişkin beyni yeni sinir hücreleri üretebilir ve hücreler arası yeni bağlantılar(sinapslar) geliştirebilir. Beynimizde milyarlarca nöron ve nöronlardan binlerce kat fazla bağlantılar olduğu bilinmektedir. Son yıllarda bilim ve teknolojik ilerlemeler sayesinde erişkin beyninde yeni hücrelerin ve yeni sinapsların oluştuğunun gösterilmesi (Nörogenezis) ve bu yeni oluşumun çevresel, hormonal, kimyasal gibi parametrelerden etkilendiğinin ortaya çıkması ile beyin hücreleri olan nöronlar ve nöronlar arası bağlantıların (sinapsların) daha fazla önemsenmesini sağlamıştır. D VİTAMİNİ GÖREVLERİ NELERDİR?
Kalsiyum ve fosfor dengesi ile birlikte kemik mineralizasyonunda etkili, beyinde nörotrofik ve nöroprotektif etkili, bağışıklık sistemini güçlendirici, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve bazı kanserlere karşı koruyucu özellikleri ile vücudumuzda çok önemli fonksiyonlarda rolü olan bir vitamindir. D vitamini ihtiyacımızın % 90 mor ötesi ışınlarının sayesinde cildimizde epidermisteki 7-dehidrokolesterolun UVB ışınlarıyla etkilemesiyle oluşur. Deri, karaciğer ve böbrekte metabolize olur. MULTIBL SKLEROZ (MS) NEDİR?
Multipl skleroz(MS) santral sinir sisteminin (SSS) kronik inflamatuvar, demiyelinizan bir hastalığıdır. Genellikle 20-40 yaş arasında genç erişkinlerde ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık rastlanmaktadır. Beyin ve omuriliği etkileyen bu hastalık, gençlerde özürlülüğe yol açan sinir sitemi hastalıklarının en önemlilerindendir. Tüm dünyada bir milyon kişiyi etkilediği düşünülen bu hastalığın prevalansının 100.000 de 2-200 arasına olduğu bildirilmektedir Hastalık İskoçya, İskandinavya ve Kuzey Avrupa genelinde özellikle yaygındır. Parkinson hastalığının yavaş ilerleme özelliğine sahip olan beyin hücrelerinde dejenerasyon ile seyreden bir beyin hastalığıdır. Normalde insan beyninde belli bölgelerde kişinin akıcı ve koordine hareket etmesini sağlayan dopamini üreten beyin hücreleri vardır. Dopamin üreten hücrelerin %60 ila %80’i kayba uğradığında yeterli miktarda dopamin üretilemez ve Parkinson hastalığının motor belirtileri ortaya çıkar.
YAŞLANMA 4. BÖLÜM - BEYNİ GENÇ TUTMANIN VE DEMANS VEYA ALZHEİMER DEMANSINI ÖNLEMENİN YOLLARI14/4/2017 “Hepimiz için, her yaştaki insan için saat ilerliyor”
Zihinsel yaşlanmanın 60-65 yaşlarından itibaren başladığı zannedilir. Aslında beyin sanıldığından çok daha erken bir yaşta, 30’lu yaşlarda yaşlanmayla ilgili değişiklikleri göstermeye başlar ve beyinde meydana gelen bu değişikliklerin kişinin günlük yaşamına yansıması, yaklaşık bir 10 yıl sonra, yani 40’lı yaşlarda olur. Nitekim günümüzde “unutkanlık “ yakınması ile her geçen gün daha fazla insan ile karşılaşılmaktadır. Doğal olarak gelişen dünyamızda çeşitli teknolojik ilerlemeler olmakta, kağıda yazılan yazılar azalmakta ve bilgisayarlara aktarılmakta, akılda tutulması gereken bilgiler teknolojik cihazlara kaydedilmekte, çekilen fotoğraflara bilgiler yüklenmekte, her geçen gün modeli ve kapsamı gelişen bilgisayarlar, akıllı telefonlar vs gelişmektedir. DEMANS NEDİR? ALZHEİMER DEMANS NEDİR? |