ANALOG ÇAĞDAN DİJİTAL ÇAĞA FOTOĞRAFFotoğraf, 1839’daki icadından günümüze kadar teknolojideki gelişmeler sayesinde hızlı evrimler geçirerek önemli bir araç haline gelmiştir. Sürekli gelişen yeni yöntemler sayesinde kişiye ait görsel bir sanat eseri gibi sunulmakta ve iletişim çağı olarak tanımlanan dinamik süreç içinde vazgeçilmez varlığını korumaktadır. Fotoğraf, bireysel ve toplumsal bellek için hatırlamanın en önemli unsurlarındandır. Fotoğraf karesinin kaydı ile devam eden ve/veya biten hayatlar, canlı-cansız varlıklar, zaman ve mekânsal özellikler, gelenekler, toplumsal süreçler kayıt altına alınmış olur. Fotoğraf kaydının paylaşımı ile gözlemek veya gözetlemek, biriktirmek ve paylaşmak gibi eylemler ile iletişim sağlandığı gibi kişisel ve toplumsal bellek de güçlenir. Fotoğraf, dijital teknoloji ile daha çabuk sunulan, ulaşılan ve tüketilen bir araç halini almıştır. Daha önceki yıllarda (fotoğrafın analog çağı) fotoğraf çekilir, basılır, albümlere yerleştirilir ve aralıklı bakılarak fotoğrafa ait bilgiler hafızalarda tekrar yerini bulurdu. Bunun için belli bir zaman periyodu kullanılırdı ki günümüze göre bu süreç çok uzun zaman dilimlerinde gerçekleşirdi. Oysa günümüz dijital çağında ekranlarda saniyeler süren bir hız ile oldukça esnek bir süreç içinde birçok fotoğraf kaydedilebilir ve üzerinde çalışılabilir hale geldi. Günümüzde çok fazla sayıda çekim ve paylaşım fotoğrafın araç olma özelliğini değiştirmemiş sadece kullanıcılarını ve kulanım şeklini değiştirmiştir. “Söz uçar yazı baki kalır” deyişi ile yazarak zamanın elinden bir şeyleri kurtarmaya çalıştığımızı ve belleğimize kayıtladığımızı biliriz. Yazıya dönüştürülen ve kayıt altına alınan kıymetlendirilen sözler gibi fotoğraf veya resim oluşturulurken ayrıca görsel duygunun katkısı devreye girer ve bellekte daha kalıcı etki sağlanmış olur. Fotoğraf, görsel olarak yani simgesel özellikleri ile sözcüklere göre bellekte daha fazla kalır. Semantik (anlamsal) veya duygusal özellikleri daha doğrudan etkiler ki duygusal girdiler her zaman sözcüklerden daha etkilidir. İnternet vasıtasıyla sosyal medya (facebook, instragram vs ) eşsiz özelliği ile herkesi buluşturan alandır ve bu sosyal ağlar sayesinde kişiler izleyen ve izlenilen konumunda olmaya gönüllü olarak rıza göstermiş olmaktadırlar. Sosyal medyanın yaşamdaki varlığı kaçınılmaz olduğuna göre sosyal medyada görsel ve yazılı paylaşımların daha kalıcı etki bırakması için daha bilinçli yapılması mesuliyet ve mecburiyet haline gelmiş olmalıdır. Bu paylaşım eyleminin bireysel ve toplumsal belleğe etkisini daha detaylı analiz edebilmek için belleğin özelliklerinin ilgili kısımlarını bilmek ve paylaşımların (yazı, fotoğraf vb.) bellek üzerinde nasıl etki gösterdiğini anlamaya çalışmakta fayda vardır. Bellek (hafıza), yaşam boyu devam eden bir süreç olup öğrenilen bilgileri, davranışları, anıları veya deneyimleri duyu organları ile algılayıp simgeselleştirir ve beynin ilgili kısımlarında depolanıp saklanmasını ve hatırlanmasını sağlar. BELLEK AŞAMALARIKodlama (öğrenme), depolama (bellek) ve geri getirme (hatırlama) aşamalarından oluşur. Üç çeşit bellek vardır; Duyusal (Anlık) bellek: 1-2 saniyelik sürede duyuları kaydeder. Duyular ya saniyeler içinde kaybolur ya da önemsenmiş duyular ise kısa süreli bellek alanına geçer. Kısa süreli bellek: 2 sn-20 dak. içinde bilgiyi tutar. Burada kaydedilen bilgi kullanılıncaya kadar hafızada kaldıktan sonra ya kaybolur ya da hafızada tutma için verilen çabalar ile (tekrarlama vb.) uzun süreli belleğe gönderilir. Uzun süreli bellek: Saatler, günler, aylar ve yıllar içinde bilgiyi tutabilir. Uzun süreli bellek, açık bellek ve örtük bellek olarak kendi içinde iki aşama barındırır.
YAZI VE FOTOĞRAFIN UZUN SÜRELİ BELLEK ÜZERİNDEKİ ETKİSİUzun süreli bellekte depolanan bilgiler kodlanır, birbiri ile ilişkilendirilir ve bilgi sağlamlaştırılarak unutulmaz hale gelir. Bu ilişkilendirme ve kodlamalar ne kadar güçlü olursa uzun süreli belleğin etkisi daha uzun süreli olur ve hatırlanması daha kolay olur. Bazen bilginin hatırlanması için hatırlatıcı unsurlara veya ipuçlarına ihtiyaç duyulur. Anlamsal (semantik) ve anısal (episodik) bellek unutmaya karşı farklı dayanıklılık gösterir. Episodik bellek zaman ve mekan değişikliklerine bağlı olarak sürekli çalışır ve değişkenliğe uğrar. Semantik bellek ise daha az değişkenliğe uğrar ve zaman içinde daha sabit kalır. Kaydedilen belleğin en önemli kısımlarından biri olan hatırlama aşamasında bazı kavramlar öne sürülmüştür ki bunlar hatırlamak için günümüzde önerilen ve kullanılan yöntemlerdir. Hatırlama üzerinde yapılan çalışmalarda resim ve sözcüğün birlikte kullanımının ayrı kullanımlarına göre hatırlama üzerinde daha etkili olduğu görülmüştür. Bilişsel yük kuramına göre (cognitive load theory); Kısa süreli bellek (çalışan bellek) sınırlı kapasiteye sahiptir. Uzun süreli bellek ise sınırsız kapasiteye sahiptir. Multitasking bellek (çok fazla uyaranı olan bellek) ile oluşan durumda kısa süreli bellek aşırı yüklenir ve bu durum geri çağırmada yani hatırlamada hatalara neden olur. Günümüzde çok işlemci hale gelen insanların bellekleri kaçınılmaz şekilde aşırı yüklenmeye maruz kalmaktadır. Belleğin aşırı yüklendiği bu durumlarda hatırlama yöntemleri önemli hale gelmektedir. Öne sürülen kuramlardan en önemlisi olan İkili kodlama kuramına göre; Hatırlama içeriği hem görsel hem de yazılı olarak sunulmasıyla daha iyi gerçekleşir. Genel anlamda resimler, sözlü bilgiler ve sözcüklere daha üstündür. Hem görsel hem de yazılı olarak sunulan uyarılar sadece görsel ve sadece yazılı olanlara göre daha iyi hatırlanır ve uzun süreli bellekte daha kalıcı, güçlü ve uzun süreli olarak kodlanır. Resim veya fotoğraf, hem simgesel görsel özelliği hem de yazılı biçimi ile kodlanır. Bu şekilde uzun süreli bellekte kodlandığında bellekten çağırmada tekrar çağırma olasılığı artar. Bunun sebebi, görsel veya yazılı izden biri kaybolsa da diğerinin rahatlıkla bulunabiliyor olmasındandır. Resim ve yazı birlikte olduğunda bu bilginin hatırlanma üstünlüğü resim olarak sunulmasından kaynaklanmaktadır. Resim ve sözcük aynı anlam kodlarına sahip olsa da resimlerin daha çok akılda kalma nedeni anısal (episodik) ve anlamsal (semantik) kodlara daha doğrudan erişmeleridir ki duygusal kodlar kelimelerden daha farklıdır. Hatırlama ve unutma süreçlerini doğal süreçte yaşayan bir birey daha önce kodlanan ve saklanan bilgilerini yeniden bilinç düzeyine çağırma yöntemi ile çıkarır. Yapılan kodlamalar yani hatırlamak için kullanılan ipuçları ile hatırlama kolaylığı sağlanır. Beynin aynı zamanda bir unutma organı olduğu ve hatırlama ile hatırlatma aracılarına ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Yapay bellek destekleyicileri bilgiyi daha kolay hatırlanabilir hale getirir. Bellek destekleyicilerden en eskisi yazıdır. Yazıya görsel desteklerin eklenmesi ile bu özellik güçlenir. Görüntüleri doğrudan kaydeden fotoğraf önemli bir yapay bellek olarak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda yazı ve fotoğraf birlikte tarihsel belleği kalıcı hale getirerek kalıcı bir belge olma özelliği de oluşturur. Bellek ancak anılar, duygular, düşünceler ve zamansal tarihi süreçler ile canlı ve dinamik kalabilmektedir. Topluma ait kültürel ve tarihsel belleğin varlığının etkisinin kişi üzerindeki etkisi de kaçınılmaz katkı sağlayan bir etkidir. Zihinsel, duygusal ve toplumsal etmenlerle ilgili anıların kazanılması ve saklanması daha kolaydır ve daha kalıcıdır. Geçmişimiz yoksa geleceğimiz de yoktur. İşlevsel MR cihazları ile geçmiş ve geleceğin beynin aynı bölgelerinde kodlandığı ve hatıralar olmadan geleceğin hayal edilemeyeceği ya da planlanamayacağı gösterilmiştir. Anıları kaybetmemek önemlidir. özetle;Herhangi bir zorlama ve yanıltma yapmadan isteğe dayalı doğal fotoğraf çekimleri yaparken gerçeklik anını saptama ve geçmişi temsil etme işlevinin bilincinde olmak gerekir. Fotoğraf ile zaman ve mekan bilgileri yanı sıra kaydedilen anın kişiler ve zamanla ilgili duygusu doğru yansıtılmalıdır.
Fotoğraf kaydının aynı zamanda bir kanıt olma özelliği olduğu unutulmamalıdır. Fotoğraf sanatının eşsiz bir başka özelliği, düşünce ve duyguların özellikli bir yansıması olması dışında toplumsal bellek hafızası ile sonraki nesillere iletilmek istenen süreçler için kalıcı bir kanıt olmasıdır. Fotoğraf oluşturulurken montaj ve kolajlama gibi detaylı özellikler ile çalışırken mecburiyet ve mesuliyetleri düşünerek marifet ve iltifata değer kayıtlar yapmak önemlidir. Yaşamsal zamanın dinamikliğini kaydederek sabitleyen bir araç olan fotoğrafların kesitler halinde kayıtlanıp paylaşıldığı andan itibaren geçmiş zamana atılmış olduğunu ve bunun da önemli bir sorumluluk olduğu unutmamalıdır. Farklı amaçlar ve etkileşimler ile çekilmiş olan fotoğraflar evrensel bir süreç oluşturarak görsel kültürün toplumsal değerlerini oluşturur. Fotoğrafın biriktirmek ve paylaşmadaki etkin gücünü unutmayarak hatırlanması değerli olan anı veya olayları kaydetmeye ve paylaşmaya devam etmek gerekir. Yazı ve fotoğraf hobiniz olsun! Güçlü belleğiniz olsun! Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. |