Gerontoloji (yaşlanma bilimi) yaşlanma olaylarının biyolojik, sosyolojik, ekonomik ve çevresel bütün yönlerini bilimsel yöntemlerle inceleyen bir bilimdir Yaşlanma süreci, kronolojik ve biyolojik olmak üzere iki bölümde ele alınabilir. Kronolojik yaşlanma; İnsanın doğumundan itibaren içinde bulunduğu zamana kadar geçen, yıllara bağlı değişmeleri anlatır. Biyolojik yaşlanma; Kalıtıma, sağlık ve çalışma şartlarına göre bedende meydana gelen fizikî değişikliklerdir. Bu yaşlanmada kalıtsal faktörlerin yanında kimyevî, psikolojik, ekolojik faktörler ve hayat tarzı da rol oynar. İnsanlarda kronolojik ve biyolojik yaşlanma, paralel seyretmez. Bazı kişilerde kronolojik yaşlanma, bazı kişilerde biyolojik yaşlanma daha hızlıdır. Biyolojik yaşlanma kesinlikle kronolojik yaşlanmaya bağlı değildir ve biyolojik yaşlanmayı yavaşlatmak ve hatta demans gibi yaşa bağlı hastalıklardan etkilenme olasılığını azaltmak mümkün olabilir.
NEDEN YAŞLANIYORUZ? Bu konuda pek çok teori geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları şöyle özetlenebilir: 1- Genetik ve DNA Hasar Teorisi; Yaşlanmanın sebebinin genetik şifremizde yazılı olduğunu ve yaşlanma programının tamamen iptal edilemeyeceğini ama bu programın hızının değişebileceğini ifade eder. DNA ve RNA, yaratılışımızda genetik bilginin şifrelendiği yapılardır. Kromozomların uç kısmını oluşturan ve özgül DNA dizi tekrarından oluşan telomerler, kromozomal bütünlüğün ve sağlamlığında görevlidir. Her hücre bölünmesi yani DNA tekrarları sonucunda telomerler kısalır ve kritik bir kısalığa ulaştığında hücre bölünmesi durur ve yaşlanma ile ilgili mekanizmalar tetiklenir. Hücrenin içinde meydana gelen DNA harabiyeti ve tamir sistemlerinde oluşabilecek arızalar, yaşlanmayı tetikleyen bir başka görünen sebeptir. Kirli hava, endüstri atıkları, sigara ve alkol gibi maddeler, hücreye ulaştıklarında ya doğrudan yahut dolaylı olarak DNA'da hasara yol açar. Bu hasar tamir edilemezse genetik program bozulur ve bu da sonuçta hücrelerin yaşlanması ve ölümüne yol açar. Epidemiyolojik çalışmalar ile kısa telomerin ateroskleroz, vasküler demans ve Alzheimer hastalığı gibi yaşlılıkla ilişkili hastalıklarla bağlantısı gösterilmiştir. Telomer yaşlanmanın biyolojik göstergesi olmakla birlikte kişiler arasında değişkenlik gösterir. Kronolojik yaşla uygun gitmez, biyolojik ve fonksiyonel durumu gösterir. Telomer uzunluğu hem genetik hem de çevresel faktörler ile düzenlenip değiştirilebilirler. 2-Serbest Radikaller Teorisi; Yaşlanma ile birlikte oksidan maddelerin miktarı artar ve ve bu maddelerin hücrelerde oluşturdukları oksidatif hasarı engellemeye çalışan antioksidan sistemler yetersiz kalır. Oksidatif değişiklikler daha çok proliferasyon kabiliyeti olmayan nöronlar ve kardiyak miyositlerde görülmektedir. Oksijen ve besinlerin, metabolik yollarla enerjiye çevrilmesi sırasında ortaya çıkan ve “serbest radikaller" adı verilen bu maddelerin aşırı üretimi , vücuttan uzaklaştırılamaması yaşlanmaya yol açmaktadır. 3- İmmünolojik ve Endokrin Teori; Bu teoriye göre yaşlanmanın sebebi, bazı hormonların miktarındaki azalma veya bağışıklık sistemindeki zayıflamadır. Yaşlanma ile birlikte vücudumuzun hastalıklarla savaşmasında bağışıklık sisteminin fonksiyonları azalmakta, viral ve bakteriyel hastalıklara sebep olan etkenlere giriş yolu açılmaktadır 4. Epigenetik Teori; DNA dizisinde değişiklik olmaksızın gen ekspresyonunda oluşan değişiklikler olarak tanımlanabilir. Epigenetik düzenleme konusunda intrinsik faktörlerin yanında çevresel faktörlerin de önemli olduğu ve epigenetik değişikliklerin kalıtım yoluyla aktarılabildiği gösterilmiştir. ÖZETLE; hem iç hem de dış faktörlerden etkilenen ve karmaşık bir olay olan yaşlanma ile ilgili bilgi birikimi her geçen gün artmaktadır. Muhtemelen burada bahsedilen mekanizmalarla birlikte henüz bilmediğimiz birçok mekanizma bir arada yaşlanma sürecini etkilemektedir. Hemen her yaşlanma modeli, yaşlanma ile ilgili tek bir mekanizmaya odaklansa da, yaşlanma oldukça karmaşık bir olay olduğundan tek bir mekanizma ile açıklanması mümkün gözükmemektedir. Günümüze kadar yapılan araştırmalarda, yaşlanmanın durdurulamayacağı ancak geciktirilebileceği artık ifade edilmektedir. Yaşlanmayı etkileyen psikolojik ve biyolojik faktörler bilinmeli ve bilinçlendirilmelidir. Psikolojik etkenler (yalnızlık, korku, endişe, stres, depresyon vs) hormonal ve bağışıklık sistemine etkileyerek yaşlanmanın hızlanmasında rol oynar. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. |