Migren ağrısı tipik olarak tek taraflı, zonklayıcı, hareket veya rutin fiziksel hareketlerden etkilenen, orta şiddette veya şiddetli özellikte, bulantı, ışığa ve sese karşı aşırı hassasiyet gibi semptomların eşlik ettiği ağrıdır. Genetik bir yapıya sahiptir. Migrenlilerin birinci derece akrabalarında migren riski 2-3 kat daha fazladır. Migrenin Görülme Sıklığı Nedir? Migren her yaşta görülebilir; ancak 30-40 yaş en sık görüldüğü dönemdir. Migren çocukluk döneminde cinsiyet farklılığı göstermezken; ergenlik çağından sonra kadınlarda daha sık görülür. Dünyada migrenin 1 yıllık görülme sıklığı erkeklerde % 6-9, kadınlarda % 15-17 olarak bulunmuştur. Ülkemizde gerçekleştirilen baş ağrısı ile ilgili çalışmalarda 15-55 yaş grubunda migren görülme sıklığı % 16,4 olarak bulunmuştur. Bu oran, kadınlarda % 21,8 erkekler için % 10,9 dur.
Migren Ağrı Atağının Belirtileri Nelerdir? Ağrı evresinin her aşamasının her hastada görülmesi zorunlu olmamakla birlikte migren atağının tanımlanan 5 evresi bulunur: Haberci evre, aura evresi, baş ağrısı evresi, ağrının bitişi ve ağrı sonrası evre. Haberci evrede hastaların %50-60 gibi önemli bir bölümünde saatler - günler öncesinde ağrının geleceğini hissettiren hiperaktivite, konsantrasyon güçlüğü, esneme, sese ve kokulara karşı duyarlılık, bazı gıdalara karşı aşırı istek, kolay öfkelenme, aşırı tepki verme, huzursuzluk, zihinsel aktivitede yavaşlama, yorgunluk ve uyku hali gibi belirtiler olabilir. Aura evresinde hastaların %15-20’sinde ağrı atağının hemen öncesinde veya ağrıyla aynı zamanda, nadiren de ağrının başlamasından hemen sonra ortaya çıkan belirtiler olarak bir veya birden fazla görsel, duysal, motor, lisan, beyin sapı ile ilgili nörolojik semptomlar oluşabilir. En sık görme ile ilgili parlak ışık çakmaları, göz önünde parlak zikzaklar veya basit ışık çakmaları, noktasal veya geometrik şekiller şeklinde görüntüler gibi problemler görülür. Daha az sıklıkta görülen duysal auralar ise el, kol, yüz, dil ve dudağa ilerleyen uyuşmalardır. Nadiren motor ve konuşma bozukluğu şeklinde aura belirtileri ile karşılaşılabilir. Aura evresindeki bu şikayetlerin özelliği 5-20 dakika içinde yavaşça gelişmesi ve 60 dakikadan kısa sürmeleridir. Auranın bitişini takiben en fazla 60 dakika içinde aurasız migrende olduğu baş ağrısı başlar. Baş ağrısı evresinde ağrı günün herhangi bir saatinde başlayabilir, sıklıkla sabah saatlerinde hafif şiddette görülür. Çoğunlukla yarım baş ağrısı şeklinde başın arkası ve ense bölgesinden başlayıp başın ön ve alın bölgesine yayılır. Zonklayıcı olup fiziksel hareketler ile şiddetlenir. Ağrı giderek artar ve saatler içinde şiddetlenir sonra azalarak kaybolur. Hastaların bir kısmında başın aynı tarafında kalır iken migrenlilerin 1/3’ünde başın diğer tarafına yayılabilir. Yani bir kişinin baş ağrısı tek taraflı değilse migren olmadığı anlamına gelmez. Çoğunda fotofobi (ışıktan rahatsız olma), fonofobi (sesten rahatsız olma) eşlik eder ve bulantı, kusma olabilir. Ağrı saatlerce, hatta ilaç alınmazsa 1-2 gün sürebilir. Migren olan kişi mümkünse sessiz ve loş bir odada uyuyarak ağrısını azaltmaya çalışır. Migren ağrıları kişinin her atakta aynı şiddette ve aynı özelliklerde olmayabilir ancak genellikle günlük yaşam kalitesini etkileyen bir ağrı çeşididir. Ağrı bitişi ve sonrası evrede ağrı sonlandıktan sonra hastada mental yorgunluk, aşırı duyarlılık, kayıtsızlık ve yorgunluk gibi belirtiler olabilir. Migren Atağını Tetikleyen Faktörler Nelerdir? En önemli tetikleyici etken strestir ve bunu uykusuzluk takip eder. Diğer etkenlerden bazıları ise açlık, hava, nem, basınç değişiklikleri, lodos gibi hava akımları, alkollü içecekler veya bazı besin ve içecekler olabilir. Besin ve içecekler her migrenli hastada atağı tetiklemeyebilir. Tetikleyen etkenleri kişi tespit edip bu etkenlerden uzak kalmalıdır. Migren Tanısı Nasıl Konulur? Migren tanısı hastanın yaşadığı ağrı özellikleri tanımlanarak konulur. Migren tanısı için yapılacak bir tetkik yoktur. Daha çok farklı bir ağrı özelliği düşünülüyorsa ayırıcı tanı için beyin Tomografisi (BT) veya MagnetikResonansImaging (MR) tetkiki istenir. Tedavisi Var Mı? Migren tanısı hastanın yaşadığı ağrı özellikleri tanımlanarak konulur. Migren tanısı için yapılacak bir tetkik yoktur. Daha çok farklı bir ağrı özelliği düşünülüyorsa ayırıcı tanı için beyin Tomografisi (BT) veya MagnetikResonansImaging (MR) tetkiki istenir. Migren Tanısı Nasıl Konulur? Tanısı doğru konan hastaların %80-90 kadarı migren ağrısını minimum düzeyde yaşayabilir. Migren ağrılarının sıklığına ve şiddetine göre tedavi programlanır. Ayda 2-4 kez ağrı oluyorsa, ve günlük yaşam aktivitelerini etkiliyorsa basit ağrı kesiciler verilir. Düşük doz ağrı kesicilere yanıt vermiyorsa uzun süreli koruyucu tedavilere başlanması gerekir. Günümüzde migren ağrısına karşı bilinçsizce ilaç kullanımı gerçeği vardır. Bilinçsiz yapılan tedaviler bağımlılık yapar ve migreni azaltmak yerine artırabilir. Ağrı kesiciler ayda 10-12’yi geçmemelidir. Kişiler ağrı kesicileri ayda 10-15 günden fazla almaya başladıkları zaman ağrı kesicilere karşı tolerans gelişir ve ağrı kesici alınmasına rağmen ağrılar yeniden oluşur. İlaç aşırı kullanımına bağlı olarak gelişen ikincil ağrı bozukluğu olarak adlandırılan ilaç aşırı kullanım bozukluğu “transforme migren” olarak tanımlanan ağrıların oluşmasına neden olur. Bu durumda ağrılar migren türü ağrılar olarak devam edebildiği gibi gerilim tipi baş ağrıları olarak tanımlanan ağrılar olarak da devam edebilir. Nasıl Tedavi Edilir? Migren ağrılarının sıklığı, şiddeti ve hayat kalitesi üzerindeki etkisi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Migren tedavisi ilaç ve ilaç dışı tedavi olmak üzere ikiye ayrılır. İlaç Dışı Tedavi: Yaşam şeklinin düzenlenmesi; uyku düzeni, rahatlama teknikleri, egzersiz. Tetikleyicileri saptama ve kaçınma; hormonal değişiklikler, diyet, çevresel faktörler, ilaçlar vs tetikleyiciler saptanıp uzak kalınmalıdır. Kognitif ve davranışsal tedaviler; psikoterapi, biyofeedback, bilişsel davranışsal tedavileri İlaç Tedavileri:
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. |